bana ismail de > sinema > üçüncü nefesi

müzik   

sinema   

başka   

nedir   

  ÜÇÜNCÜ NEFESİ | amerikan rüyası
Denge Esenterk | 10.2012

Yıl olmuş 1938 insanlar daha savaşıyor. Gerçi 2012'de de hala savaşıyorlar. İspanya İçsavaşı General'in galibiyetiyle sonuçlanmış, darbe tamamlanmıştır. Yüzbinlerce insan ölmüş, kaybolmuş ya da işkenceden geçmiştir. Hatırlarsanız Federico da belirsiz bir yere gömülmüştü. Ortalık kızışıyordu zira Hitler ve Mussolini ortalığı toz duman edecek birer halk yetiştiriyordu. Sovyetler Birliği dünyadaki sosyalist ve komünistlere akıttığı kaynakları kesmeye başlamıştı zira Hitler'in saldırıya geçeceğini görebilen tek devlet büyüğümüz M. Kemal değildi. Stalin de Hitler'in elini görmüş ve artırmıştı. Polonya'ya girildiğinde General Franko'nun falanjistleri yönetimi ele geçirmişti ve bizim Luis Amerika Birleşik Devletleri'ndeydi (ABD). (Farkettiniz mi ABD Başkanı dendiğinde Ana Bilim Dalı Başkanı olma olasılığınız da var eğer bir Roosevelt değilseniz.)


Hayzın gayzın şayzın.

Bir MGM yapımcısı olan Frank, aynı zamanda ABD Komünist Partisi üyesiydi. Henüz cadı avı yoktu ortalıkta ve savaş sonuna kadar da aleni biçimde yürütülmeyecekti. Bu sırada ileride komünist cadı avından nasibini alacak başka bir yönetmen olan Charles Chaplin'e, Büyük diktatör (the Great dictator) filmi için birkaç şaka yazdı. İnternetteki çeşitli kaynaklardan ulaşılabilecek, irili ufaklı projelerde yer aldı.

1942'de ABD yurttaşlığına başvurusu alındığında Luis'in sosyalist geçmişi hakkında tartışmalar da başlamıştı. Aynı yıl içinde Salvador manyağı otobiyografisini yayınlattığında, kitapta yer alan ve Luis'in komünist partili geçmişini apaçık ortaya koyan ifadeler, akıllardaki tüm soru işaretlerini sildi. Bütün bunlar New York'ta yaşanmaktaydı ve Luis bir başpiskopos'un şikayetiyle Kaliforniya'ya dönmek zorunda kaldı. Hollywood'da Warner Bros.'un Meksika için yaptırdığı dublajların yönetmenliğini üstlendi.

Aynı zamanda Paris'ten sürrealist arkadaşı Man Ray ile Los Angeles'in kanalizasyonları adlı bir senaryoda çalıştı ama çekemedi. Ne var ki 1945 yılında Warner Bros. ile kontrat süresi dolunca yenilemedi ve Meksika'ya yerleşti.

Yine birkaç projeden sonra yepisyeni bir Luis'in habercisi olan Los Olvidados'u (Unutulmuşlar) filme aldı. Bizim Luis durur mu, yeni filmiyle de sansasyon yarattı. Bu noktada belirtmek isterim ki benim izlediğim ilk filmi de budur. Hastalanan ve normalde de sefalet içinde yaşayan Pedro'nun rüyası bize hiç değilse Salvador'suz da Luis'in büyük bir zeka olduğunu ispat etti. Jean Vigo filmlerini de andıran filmde Pedro bir yatılı okulda kalmak zorunda kalır. Okulun idealist müdürü de Pedro'nun hayatını düzene koymasına yardımcı olamaz. Ama belki de Pedro o okula hiç gitmese uzatmalı sevgilisinin intikamını alamayacak.


Jaibo, "benim oycak fıştııığk, bincem şıytına vuyucam kığbacı" derken.

Filmin sansasyonelliğinin tek nedeni Pedro değil elbette. El Jaibo'nun Pedro'nun dul annesiyle birlikte olması, yardıma muhtaç kör çalgıcının da fırsatını bulduğunda sübyancılık yapmaya çalışması, hırsızlık, cinayet ve daha birçok senaryo unsuru dolayısıyla film şaşkınlıkla karşılandı.


Rüya sahnesi.

Filmin aslında halkçı tavrının yanında halkın da eksiklerini eleştiriyor olması, iki dünya savaşını içeren bir propaganda anlayışı sonrasında bünyelere ilaç gibi gelmiştir. Gelmesi gerekirdi ya da... Yani mesela tamam adam kör ve yardıma muhtaç, çocuklar acımasızca dalga geçiyorlar adamla falan. Ama adam da küçük, ona yardıma gelen bir kız çocuğuna tecavüz etmeye çalışmaktan geri durmuyor. Pedro'nun annesi, bir suçlu olduğu için oğluna görüşmesini yasakladığı el Jaibo'yla yatağa giriyor. Onlarca suç işleyen, çocuk suçlu el Jaibo iyilik yapmaya çalışmaya başlıyor ve kötü bir şekilde ölüyor, ki o ölüm sahnesi hafızamdan hiç gitmez.


Filmi çektiği anda Luis.

Cannes'ın henüz prestijli olduğu yıllarda en iyi yönetmen ödülünü alıyor Luis, los Olvidados'la. Bundan sonra bir sürü değişik ilginçlikte filmler çekiyor Él de dahil. Ancak gerek zaman gerek yer kısıtından, gerekse akıl sağlığım açısından bunları es geçecek ve bir sonraki bölümde "Arçibaldo dela Kruz'un suçlu yaşamı"ndan devam edeceğim. Bizi bekleyin anacııım.

 

Çavçav.

copyright 2005 - anavatan partisi

iletişim | harita

Free Web Hosting